Definição e significado de bağlamak

envelopper (fr)[Classe]

opérer (chirurgie) (fr)[DomainRegistre]

bande, bande chirurgicale (fr)[GenV+comp]

bağlamak[Hyper.]

ambalaj malzemesi - swathing (en)[Dérivé]

anma, anı, bellek, hafıza, hatıra, hatırlama, hatırlayabilme, yâd etme[Hyper.]

bağlamak, birleştirmek, çağrıştırmak, çağrışım yapmak, ilgi kurmak, ilişkilendirmek[Dérivé]

bağlamak, birleştirmek, çağrıştırmak, çağrışım yapmak, ilgi kurmak, ilişkilendirmek[Hyper.]

interrelatedness, interrelation, interrelationship (en)[Dérivé]

... ile ilişkili, hakkında, ilişkili olmak[Domaine]

...den kaynaklandığını düşünmek, ...-e bağlamak, atfetmek, isnat etmek, mal etmek, tarafından yaratıldığını düşünmek[Hyper.]

attribution, blame, imputation (en)[Dérivé]

attach; fix; fasten; bind; strap; tie up; tie; knot together (en)[Classe]

garrot (fr)[GenV+comp]

tutmak[Hyper.]

bindable, bondable (en)[Dérivé]

asmak, bağlamak, takmak, tutturmak[Domaine]

bağlamak, düğümlenmek, düğümleyip bağlamak[Analogie]

assembler des choses (fr)[Classe]

rendre solidaire pour connecter des objets (fr)[Classe]

canalisation (fr)[termes liés]

linkage (en) - bağlama, bağlantı - bakla, halka - bağ, bağlantı - bağlayıcı, birleştirici[Dérivé]

ayırmak, çözmek, kesmek[Ant.]

attach; fix; fasten; bind; strap; tie up; tie; knot together (en)[ClasseHyper.]

(düğüm; fiyong)[termes liés]

écriture de l'alphabet (fr)[DomaineCollocation]

bağlamak, iliştirmek, raptetmek, takmak, tutturmak[Hyper.]

düğüm[GenV+comp]

binder, ligature (en) - binder, reaper binder, self-binder (en) - bindable, bondable (en)[Dérivé]

çözmek[Ant.]

tutmak[Hyper.]

ayak zinciri, pranga, zincir - zincir[Dérivé]

absolve; grant forgiveness; grant pardon; forgive (en)[Classe]

dispenser, exempter qqn de (fr)[Classe]

avoir pitié (fr)[Classe]

excepter (ne pas comprendre dans) (fr)[Classe]

(küçültmek; azaltmak), (azalmak; küçülmek)[termes liés]

imtina etmek, kaçınmak[Hyper.]

sparer (en)[Dérivé]

birleşmek, kavuşmak[Hyper.]

ek - bağlanabilir, el koyulabilir, haczedilebilir, takma, takılır[Dérivé]

ayrılmak, çözülmek, düşmek, kopmak, yerinden çıkmak[Ant.]

ilgili olmak, ilişki kurmak, ilişkili olmak[Hyper.]

bağlılık - bağlılık, sevgi - bağ, ilişki - ilişki[Dérivé]

birleşmek, birleştirmek, katılmak, ulaşmak[Hyper.]

bağ[Dérivé]

connect (en)[Domaine]

offrir (fr)[Classe]

armağan etmek, armağan olarak vermek, hediye etmek, hediye vermek, ikram etmek, ısmarlamak[Hyper.]

bağişlama, bağış, katkı, katkıda bulunma - bağ, bağış, katkı, yardım[Dérivé]

bağlamak, iliştirmek, raptetmek, takmak, tutturmak[Hyper.]

çekmek, dayanmak, desteklemek, kaldırmak, katlanmak, sabretmek, tahammül etmek, taşımak, uğramak[Hyper.]

biçimlendirmek, uydurmak, yapmak[Hyper.]

ligature, tying (en)[Dérivé]

faire bénéficier d'une amnistie (fr)[Classe]

avoir pitié (fr)[Classe]

droit pénal (fr)[termes liés]

affetmek, bağışlamak[Hyper.]

free grace, grace, grace of God, mercy (en)[GenV+comp]

af, af emri, afname - genel af - pardoner (en) - excuser, forgiver, pardoner (en)[Dérivé]

bağlamak, birleştirmek[Hyper.]

bağlamak, iliştirmek, raptetmek, takmak, tutturmak[Hyper.]

assemblage, hookup (en) - hookup (en)[Dérivé]

asmak, bağlamak, takmak, tutturmak[Hyper.]

ligature, tying (en) - binder, reaper binder, self-binder (en) - bakla, halka - tie (en) - tier (en) - tier, tier up (en) - bindable, bondable (en)[Dérivé]

açmak, çözmek[Ant.]

bağlamak, iliştirmek, raptetmek, takmak, tutturmak[Hyper.]

hayvan bağlama ipi[Dérivé]

dikkatle düşünmek, düşünmek, muhakeme etmek[Hyper.]

alâka, bağ, ilgi, ilişki - bağlamak, ilişkilendirmek - colligation (en) - linkage (en) - bağlantı, irtibat, rabıta - colligation, conjugation, conjunction, junction (en) - çağrışım, ilişkilendirme - associative, associatory (en) - bağlantılı olabilen - bağlayıcı, birleştirici[Dérivé]

ayrılmak, ayrı tutmak, ayırmak, birbirinden ayrı tutmak[Ant.]

immobilize; immobilise (en)[Classe]

attach; fix; fasten; bind; strap; tie up; tie; knot together (en)[ClasseHyper.]

assembler des choses (fr)[Classe]

rendre solidaire qqch avec une autre chose (fr)[ClasseHyper.]

mettre en une place d'une façon définitive (fr)[Classe]

bağlamak, iliştirmek, raptetmek, takmak, tutturmak[Hyper.]

kımıldamaz, taşınmaz[Rendre+Attrib.]

attachment, fastening (en) - bağ, bağlantı parçası, destek, kopça, toka - demirbaş, demirbaş eşya, sabit, yerinden oynatılamıyan - fastness, fixedness, fixity, fixture, secureness (en) - fastener (en)[Dérivé]

bağlanmak[Cause]

açmak, çözmek[Ant.]

devretmek[Hyper.]

teslim, teslim etme - el[Dérivé]

bağlamak, birleştirmek[Hyper.]

hitch (en)[Dérivé]

bağ - birleşme, birleştirme, tevhid - linkage (en) - bağlantı - bağlantı, irtibat, rabıta - bağlayıcı, birleştirici[Dérivé]

attach; fix; fasten; bind; strap; tie up; tie; knot together (en)[Classe]

serrer, exercer une pression (fr)[Classe]

se mettre des chaussures (fr)[Classe]

(düğüm; fiyong)[termes liés]

bağlamak, düğümlenmek, düğümleyip bağlamak[Hyper.]

bağ, kordon[GenV+comp]

lacer, lacing-machine operator, machine shoe lacer (en)[Dérivé]

asmak, bağlamak, takmak, tutturmak[Domaine]

immobilize; immobilise (en)[Classe]

bağlamak, birleştirmek[Hyper.]

attachment, fastening (en) - affixation, attachment (en) - bağlanabilir, el koyulabilir, haczedilebilir, takma, takılır[Dérivé]

bağlanmak, ilişmek, tutmak[Cause]

ayırmak[Ant.]