Definição e significado de gitmek

sandalla gezmek[Hyper.]

deniz yolculuğu, gemi yolculuğu - yelkencilik, yelken sporu - yelken[Dérivé]

se déplacer, se diriger vers (fr)[Classe]

ilerlemek[Hyper.]

head, headway (en) - head (en) - forefront, head (en) - güzergah, hat, rota[Dérivé]

ödemek, ödeme yapmak, tediye etmek[Hyper.]

finansman - financing, funding (en) - mali işler, maliye - finans[Dérivé]

refakat[Dérivé]

bağlanmak, ilişmek, tutmak - gelmek[Analogie]

dolaşmak, gezmek, seyahat etmek, yolculuk/seyahat etmek, yolculuk etmek, yolculuk yapmak[Hyper.]

voyage (en) - deniz/uzay yolculuğu, seyahat - deniz yolculuğu, gemi yolculuğu - gemi kullanma - yolcu - ulaşıma izin veren[Dérivé]

se déplacer (pour un véhicule à roues) (fr)[ClasseHyper.]

se déplacer, voyager (fr)[Classe...]

(way; carriageway; road; thoroughfare), (passableness) (en)[termes liés]

gitmek, yayılmak[Hyper.]

araba, otomobil[Dérivé]

quitter durablement un lieu (fr)[Classe]

ayrılma - departer, goer, leaver (en)[Dérivé]

çıkmak, kaçmak, terk etmek - ayrılmak, terketmek[Domaine]

arz-ı endam etmek, çıkagelmek, gelmek, ulaşmak, varmak, vasıl olmak[Ant.]

değişmek[Hyper.]

araştırma, deneme, deney, ölçü, sınama, sınav, sınma, tecrübe, test[Dérivé]

hamle, hareket - nöbet[Dérivé]

make a motion, move (en) - birisiyle oynamak, oynamak[Domaine]

bulunmak, olmak[Hyper.]

bir şeyin kapladığı alan, kapsam[Dérivé]

... arasında değişmek, . çerçevesinde değişiklik göstermek, değişmek, oynamak[Domaine]

gitmek, yola çıkmak[Hyper.]

convenir à qqch ou qqn (fr)[Classe]

güzelleştirmek, süslemek[Hyper.]

geçmek, katetmek, yol almak - başka yere koymak, yerini değiştirmek[Hyper.]

drive, ride (en) - bulvar - araba özel yolu, giriş yolu[Dérivé]

otomobille gezmek - araba sürmek/kullanmak, arabayla götürmek/gitmek, kullanmak, sürmek - sürmek[Domaine]

stir; budge; move (en)[ClasseHyper.]

remuer le corps (fr)[Classe]

kımıldama, yer değişikliği - hareket - hareket kuvveti, tahrik kuvveti - faaliyet, hareket - hareket etme, seyahat - yolcu - mover (en) - harekete geçiren, hareket ettirici[Dérivé]

başka yere koymak, yerini değiştirmek[Domaine]

stay in place (en)[Ant.]

aktarmak, atmak, kaldırıp taşımak, transfer etmek, transfer olmak, yüklemek[Hyper.]

menzil[Dérivé]

carry, post (en)[Domaine]

coûter un prix (fr)[Classe]

el değiştirmek[Domaine]

bulunmak, olmak[Hyper.]

view; look; see (en)[ClasseParExt.]

entendre (fr)[ClasseParExt.]

attend; be present at (en)[ClasseHyper.]

take part in; join in; partake in; share in; participate in; contribute towards; add to; assist in; contribute to; make a contribution to (en)[ClasseParExt.]

(izleyici; izleyen; televizyon izleyicisi; gözlemci)[termes liés]

assemblée, réunion (fr)[DomaineCollocation]

bulunmak, olmak - be (en)[Hyper.]

hazır bulunma, katılım - attendant, attendee, attender, meeter (en) - attendant, attender, tender (en)[Dérivé]

kaçınmak, kaçırmak[Ant.]

başına gelmek, meydana gelmek, olmak, olup bitmek, vuku bulmak, yaşanmak[Hyper.]

go; go to (en)[Classe]

çıkmak, kaçmak, terk etmek[Hyper.]

ayrılma, gidiş, hareket, kalkış - departure, exit, expiration, going, loss, passing, release (en) - departer, goer, leaver (en)[Dérivé]

gelmek[Ant.]

bir şey yapmak, harekete geçmek[Hyper.]

iş, işlem, prosedür, süreç - yasal işlem[Dérivé]

azalmak, kurumak, suyunu çekmek, tükenmek[Domaine]

être, aller devant qqn, qqch (fr)[Classe]

önde gitmek, yol göstermek[Hyper.]

head, headway (en) - head (en) - forefront, head (en) - başkan, lider, önder, şef[Dérivé]

başında olmak[Domaine]