Publicitade R▼
oturmak (v.)
1.Elbise üstüme oldu mu?
2.Koca adada sadece 3000 kişi yaşıyor.
3.Misafirleri kırmızı kumaş kaplı koltuklara oturttular.
Publicidade ▼
oturmak (v.)
ahıra bağlanmak, ahırda durmak, asmak, ikamet etmek, insan yerleştirmek, işlemek, kalmak, kaplamak, kiralamak, nüfuz etmek, olmak, oturma, oturtmak, oyalanmak, sarkmak, sürtmek, sıkılmadan vakit geçirmek, takılmak, uyma, uymak, vakit geçirmek, vakit öldürmek, yaşamak, yer göstermek, yerleşmek, yerleştirmek, zaman öldürmek
Ver também
oturmak (v.)
↘ ev, ikamet, mesken, oturma, sakin olma
oturmak
Publicidade ▼
⇨ (yerinde) oturmak • boş oturmak • büzülüp oturmak • dans süresince oturmak • doğrulup oturmak • evde oturmak • geç vakte kadar oturmak • kalıp gibi oturmak • kamburunu çıkararak oturmak/yürümek • karaya oturmak • kirada oturmak • kıpırdamadan oturmak • sırtını dayayıp oturmak • yatmayıp oturmak • yayılarak oturmak • yayılıp oturmak • yerine oturmak • yüksek bir yere konmak/oturmak • üst üste oturmak
oturmak
s'asseoir (fr)[Classe]
oturmak (v.)
olmak[Hyper.]
oturmak (v.)
oturmak (v.)
poz vermek, yerleştirmek - sediment (en)[Hyper.]
oturmak (v.)
pozisyon değiştirmek[Hyper.]
sit-up (en)[Dérivé]
oturmak (v.)
ikamet etmek, insan yerleştirmek, oturmak, yaşamak[Hyper.]
kiracılar, kiracılık - kiracı - tenant (en)[Dérivé]
oturmak (v.)
oturmak (v.)
mevcut olmak, olmak, varolmak, var olmak, varoluş[Hyper.]
indweller (en)[Dérivé]
oturmak (v.)
ikamet etmek, insan yerleştirmek, oturmak, yaşamak[Hyper.]
yemek masası - oda - board, table (en) - boarder (en) - kiracı[Dérivé]
oturmak (v.)
oturmak (v.)
vivre, habiter en un lieu (ou plusieurs lieux) (fr)[ClasseHyper.]
s'abriter (fr)[Classe...]
s'établir dans un logement (fr)[Classe]
bulunmak, olmak[Hyper.]
ikamet, oturma, sakin olma - oturma - ev, ikametgah, konut, mesken - baraka, derme çatma yapı, gecekondu - nüfus - bir yerde oturan kimse, halk, kiracı, oturan, oturan kimse, sakin, yaşayan - liver (en) - belli bir yerde oturan kimse, kiracı - çekilir, oturulabilir, yaşanabilir - oturan, sakin[Dérivé]
oturmak (v.)
lodge; stay; be accommodated; dwell; live; dwell in (en)[ClasseHyper.]
bulunmak, olmak[Hyper.]
oturma[Dérivé]
oturmak (v.)
poz vermek[Hyper.]
oturacak yer, oturma, yerleştirme - koltuk, oturacak yer - oturak - yer[Dérivé]
sit, sit down (en)[Cause]
Conteùdo de sensagent
calculado em 0,047s