Publicitade D▼
yatıştırmak (v.)
1.Bu ilaç başağrını hafifletecek.
Publicidade ▼
Ver também
yatıştırmak (v.)
↘ sakinleştirme, silâhsızlanma, yatıştırma ↗ silahlandırmak ≠ endişelendirmek, kamuoyunun ilgisini çekmeye çalışmak, kaygılandırmak, tahrik etmek, tahriş etmek
Publicidade ▼
yatıştırmak (v.)
sakinleştirmek; rahatlatmak; geçirmek; azaltmak; yatıştırmak; hafifletmek; dindirmek[ClasseHyper.]
appease (en)[ClasseHyper.]
yatıştırmak (v.)
yatıştırmak (v.)
azaltmak, küçültmek[Hyper.]
anî düşüş, azalma - abator (en) - abatable (en)[Dérivé]
yatıştırmak (v.)
değiştirmek, modifiye etmek[Hyper.]
yatıştırmak (v.)
yatıştırmak (v.)
faire devenir calme, tranquille (fr)[Classe]
dispute (fr)[termes liés]
teselli etmek[Hyper.]
dinme, hafifleme - sükûnet - allayer, comforter, reliever (en) - ferahlık, rahatlama, rahatlık[Dérivé]
yatıştırmak (v.)
dinginleştirmek, sakinleştirmek, yatıştırmak[Hyper.]
yatıştırma - conciliation, placation, propitiation (en) - baby's dummy, comforter, pacifier, teething ring (en) - dinlenme, huzur, sessizlik - arabulucu - huzur - sakinleştirme - uzlaşma, yatıştırma - uzlaştırıcı - sakinleştirici, teskin edici, yatıştırıcı - appeasable, conciliable (en)[Dérivé]
yatıştırmak (v.)
yatıştırmak (v.)
elinden almak, yoksun bırakmak[Hyper.]
silahlandırmak[Défaire]
silâhsızlanma - barışsever, savaş aleyhtarı[Dérivé]
yatıştırmak (v.)
yatıştırmak (v.)
anesthésier (fr)[Classe]
Conteùdo de sensagent
calculado em 0,063s