Publicitade D▼
yer (n.)
1.Benim yerime sen gitsene.
2.Gezinilen, ayakla basılan taban
3.Sinema ve tiyatroda veya taşıtlarda oturulacak koltuk, sandalye vs.
4.Kalbimde çok özel bir yeri vardır.
5.Bütün caddeyi görebileceğim bir noktaya kadar yürüdüm.
6.Benim yerimde olsan sen ne yapardın?
7.Tarım yapılan, hayvan yetiştirilen ve orada çalışanların oturması için evleri bulunan geniş toprak parçası
8.Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk.
9.Dernekteki göreviniz tam olarak nedir?
Publicidade ▼
⇨ definição - Wikipedia
yer
yer (n.)
alan, arazi, arkaplan, beşik, bölge, boşluk, çevre, çiftlik, civar, derece, döşeme, durum, duruş, görev, inşaat sahası, iş, kadro, kapsam, kara, konum, mahal, mekan, mevki, nokta, oda zemini, olay yeri, pozisyon, sahne, şantiye, sıra, taban, toprak, toprak parçası, vakıf arazisi, vazife, vaziyet, yerleşim, yeryüzü, zemin
Publicidade ▼
Ver também
yer (n.)
⇨ (boş) yer • (en) derin yer, denizin derinlikleri • (koltuk) yer • (okunan) yer • (oturacak) yer • ...diği yer(d)e(n) • .ı yer • 83 metre küplük yer • Hint yer elması • arabayla girilen yer • arı kovanlarının bulunduğu yer • ayak basacak yer • ayak dayayacak yer • ayakta durulabilecek yer • ayırtılmış yer • az yer şekilde • baş sokacak yer • başka yer(d)e • başın dayandığı yer • bilinmeyen yer • bombalanmış yer • bulunduğu yer • cesetlerin koyulduğu yer • coğrafi yer • darmadağınık yer • dağınık yer • demirleyecek yer • denize yakın düz yer • derisi soyulmuş yer • duracak yer • dünyadan habersiz bir yer • en yoğun/kalabalık yer • en önemli yer • etrafı çevrili yer • gidilecek yer • gizlice içki satılan yer • gölgelik yer • görmeye değer yer • güzel (manzaralı) yer • güzel yer • habere ayrılan yer • hayali yer • herhangi bir yer • herhangi bir yer(d)e • herkesin görmek istediği yer • hiç bir yer • hiç boş yer yok • hiçbir yer • hiçbir yer(e/de) • inci avlanan yer • inişli çıkışlı yer • kalacak yer • kalacak yer sağlamak • kalenin arkasındaki yer • kalınacak yer • kapalı yer korkusu • kapalı yer korkusuna ait • karanlık yer • kehanette bulunulan yer • kiralık yer • kutsal yer • kuytu yer • kuytu yer/köşe • kuş uçmaz kervan geçmez (yer) • köpek bağlasan durmaz yer • kıpırdayacak yer • meskûn yer • misyonerlerin yaşadığı yer • noktalı yer • olayın geçtiği yer • ormanda gölgelik yer • oturacak yer • oturacak yer sağlama • pislik içindeki yer • rahat yer • rüzgârdan korunmalı yer • sakin bir yer • saklanılan yer • sıcak yer • sık sık gidilen yer • sığ yer • sığınacak yer • tahsis edilen yer • uygun yer • uzak bir yer/nokta • yanında yer almak • yatacak yer • yatacak yer sağlamak • yatacak/kalacak yer • yer adı • yer alma • yer almak • yer altı • yer altı mezarlığı • yer altında • yer altında maden bulma • yer altında maden ve su bulma • yer ayırma • yer ayırmak • yer ayırtma • yer ayırtmak • yer belirtme hali • yer bilim • yer bilimi • yer bulmak • yer değişikliği • yer değiştirebilen • yer değiştirme • yer fırçası • yer fıstığı • yer gösterici • yer gösterici kız • yer göstermek • yer jimnastiği • yer kabuğu • yer kapasitesi • yer kayması • yer kömürü • yer köpeği • yer küre modeli • yer meşesi • yer palamudu • yer sarsıntısı • yer sofrası • yer verme/alma • yer vermek • yer yükselmesi • yer yüzü • yer ışıkları • yer şekli • yerkürenin tam tersindeki yer • yüksek yer • çok kaza olan yer • çorak ve ıssız yer • ölüm tehlikesi olan yer • üstü kapalı yer • üzerinde kayılabilen yer • ıssız ve sapa (yer) • ıssız yer
⇨ Afrika'da Hiçbir Yer • Aktif yer • En Mutlu Olduğum Yer • Gülün Bittiği Yer • In yer face • In yer face akımı • In-yer-face • In-yer-face akımı • In-yer-face theatre • In-yer-face tiyatro akımı • Kuzeyde Bir Yer • Köklerin yer eğrisi • Yer Demir Gök Bakır • Yer Demir Gök Bakır (film) • Yer Eksi İki (kitap) • Yer Su • Yer altı • Yer altı hip hop • Yer bilimi • Yer bilimleri • Yer cücesi • Yer değiştirmeli satranç • Yer etkisi • Yer fiziği • Yer fıstığı • Yer imleri • Yer somunu • Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü • Yer yıldızıgiller • Yer çekimi • Yer çekimi (M. C. Escher) • Yer çekimi potansiyel enerjisi • Yer ölçümü • Yer ısısı • Yer'in ekseni • İhtiyarlara Yer Yok • İhtiyarlara Yer Yok (anlam ayrım) • İhtiyarlara Yer Yok (anlam ayrımı) • İhtiyarlara Yer Yok (film) • İhtiyarlara Yer Yok (roman) • İn yer face • İn-yer-face
yer
arazi, arsa[Hyper.]
yer (n.)
fonksiyon, işlev - yer[Hyper.]
yer (n.)
planking; wooden floor (en)[Classe]
yer (n.)
hareket alanı, kıpırdayacak yer[Hyper.]
oturacak yeri olmak[Dérivé]
yer (n.)
mekansal ilişki[Hyper.]
düzenlemek - poz vermek - koymak - koymak - localise, localize, locate, place (en)[Dérivé]
yer (n.)
bilgi, biliş, vukuf[Hyper.]
olmasına neden olmak, yaptırmak[Dérivé]
yer (n.)
yer (n.)
mahal, mekan, nokta, yer[Hyper.]
yer (n.)
mahal, mekan, nokta, yer[Hyper.]
yer (n.)
bölge, çevre, civar, etraf[Hyper.]
yer (n.)
kabuk[ClasseHyper.]
yer (n.)
durum[Hyper.]
olmasına neden olmak, yaptırmak[Dérivé]
yer (n.)
yer[ClasseHyper.]
alâka, bağ, ilgi, ilişki[Hyper.]
yerleştirmek - ön - arka, sonraki - dış, harici - dahili, dahilî, iç - dış - dahilî, iç, içerdeki, içteki - dış, dışarıdan - dahili, iç[Dérivé]
yer (n.)
yer (n.)
seat; spot; niche; place (en)[ClasseHyper.]
lieu où se tiennent des spectateurs (fr)[Classe]
(occupant; passenger), (shelter; bus shelter), (line) (en)[termes liés]
(be seated; sit) (en)[termes liés]
cirque (fr)[DomainDescrip.]
théâtre (lieu) (fr)[DomainDescrip.]
alan, saha, yer[Hyper.]
oturmak, oturtmak, yer göstermek - seat (en) - seat (en) - oturacak yeri olmak[Dérivé]
yer (n.)
earth; ground (en)[Classe]
transport maritime et navigation (fr)[termes liés]
cisim, nesne, obje[Hyper.]
topraklamak - ground (en) - ground (en) - ground (en) - yerde tutmak - inmek, karaya çıkarmak - inmek - ateş ederek düşürmek - inmek - ground, run aground (en) - karaya çıkarmak - ground, run aground, strand (en)[Dérivé]
... âlemi, ... dünyası, arz, bütün insanlar, dünya, herkes, mevcudiyet, varlık, yerküre[Desc]
yer (n.)
décor (fr)[Classe]
yer (n.)
occasion (fr)[Classe]
intervalle borné de temps, caractérisé par un phénomène (fr)[Classe...]
müddet, süre, zaman aralığı[Hyper.]
slot (en)[Dérivé]
yer (n.)
bölge, kır[Hyper.]
roomy, spacious (en)[Dérivé]
yer (n.)
plantation (en)[ClasseParExt.]
yer; arazi[ClasseHyper.]
çiftlik; arazi; mülk; yer; toprak[Classe]
lieu de luttes (fr)[ClasseParExt.]
arazi parçası[Hyper.]
yer (n.)
bulunma, mevcudiyet, varlık[Hyper.]
yer (n.)
arazi, çiftlik, toprak, yer[Hyper.]
yer (n.)
yer[ClasseHyper.]
yer; (boş) yer[ClasseHyper.]
yer (n.)
bölge, coğrafi bölge[Hyper.]
koymak[Dérivé]
yer (n.)
iş, meslek[Hyper.]
koymak, yerleştirmek - icra etmek, merasim yönetmek - koymak - görevle göndermek - place (en)[Dérivé]
yer (n.)
derece, konum, nokta, pozisyon, yer[Hyper.]
poz vermek - yerleştirmek - sağ - left (en)[Dérivé]
yer (n.)
yer; (boş) yer[Classe]
olay yeri[Hyper.]
koymak - localise, localize, locate, place (en)[Dérivé]
yer (n.)
decision-making center (en)[Hyper.]
göbek, merkez, orta[Hyper.]
induct, invest, seat (en)[Dérivé]
yer (n.)
çevre, ortam[Hyper.]
scopal (en)[Dérivé]
yer (n.)
place of work (en)[Classe]
lieu extérieur (à ciel ouvert) (fr)[Classe]
lieu de travail (fr)[Classe...]
lieu où il y a des outils (fr)[ClasseParExt.]
parcel; lot; plot (en)[Classe]
(yığılmak), (biriktirme)[termes liés]
(müteahhit; yüklenici; inşaat müteahhidi; inşaat yapan kimse; inşaatçı), (yapma; inşa etme; inşaat yapma; bina; inşa)[termes liés]
arazi, arsa - arsa[Hyper.]
Wikipedia
Yer aşağıdaki anlamlara gelebilir:
| Bu madde bir anlam ayrımı sayfasıdır; benzer başlıklı maddeleri listeler ve ayırır. Eğer bir Vikipedi bağlantısından bu sayfaya eriştiyseniz, lütfen kullandığınız bağlantıyı ilgili başlığa yönlendirin. |
Conteùdo de sensagent
calculado em 0,094s