Publicitade R▼
çıkmak (v.)
1.İçeriden dışarıya varmak, gitmek
2.Yükseğe çıkmak
çıkmak
1.Çekteki imzanın sahte olduğu ortaya çıktı.
2.Yokuş, merdiven vb. çıkmak
Publicidade ▼
çıkmak
...-duğu ortaya çıkmak, akmak, anlaşılmak, arkadaşlık etmek, artmak, birlikte gelmek, birlikte olmak, boya vermek, çıkarmak, çıkıntı yapmak, dolaşmak, dışarı fırlamak, evden taşınıp ayrılmak, görüşmek, ilişkisi olmak, olduğu ortaya çıkmak, ortadan kalkmak, silinmek, sonunda ... olmak, sürekli aynı kimseyle çıkmak, tırmanmak, uzanmak, uzatmak, yok olmak, yükselmek
çıkmak (v.)
ayrılmak, baş göstermek, başta gitmek, başta olmak, belirmek, binmek, büyük aptes bozmak, büyümek, çekilmek, çıkarmak, doğmak, evden çıkmak, geçirmek, gelmek, gezmek, gitmek, görünmek, ihraç etmek, ileri gelmek, kaçmak, kaka yapmak, meydana gelmek, olmak, önde/başta olmak, önde gitmek, ortaya çıkmak, patlamak, preslemek, pırtlamak, sonuçlanmak, sıçmak, sıkmak, sıkıp çıkarmak, terketmek, terk etmek, tuvalete çıkmak, tüylenmek, uyanmak, yapmak, yayılmak, yerinden çıkarmak/ oynatmak, yestehlemek, yükselmek
Ver também
çıkmak (v.)
↘ bağlı, büyük aptes yapma, dışkılama, etki, hela, helâ, izleyen, kaka yapma, netice, sonuç, sonucu olan, tuvalet, tuvalet [-ti], tuvalet klozeti, umumî helâ, uyumlu, WC, yüz numara ↗ bok, dışkı ≠ azalmak, düşmek, girmek, inmek, varmak
Publicidade ▼
⇨ . den akıllı çıkmak • ...-den yana çıkmak • ...-duğu ortaya çıkmak • .duğu ortaya çıkmak • alışverişe çıkmak • aptese çıkmak • arka olmak/çıkmak • arka çıkmak • açığa çıkmak • aşağı yukarı inip çıkmak • balayına çıkmak • baskın çıkmak • batıp çıkmak • başa çıkmak • beklenildiği gibi çıkmak • birden bire ortaya çıkmak • birden ortaya çıkmak • biriyle çıkmak • civciv çıkmak • denetimden çıkmak • deniz yolculuğuna çıkmak • destekle çıkmak • dışarı çıkmak • eli boş çıkmak • evden çıkmak • geziye çıkmak • geziye/yola çıkmak • hızla çıkmak • ileri karakola çıkmak • imzalayarak çıkmak • işe girmek/işten çıkmak • kabuğundan çıkmak • karaya çıkmak • karşı çıkmak • karşılıksız çıkmak • keşfe çıkmak • kontrolden çıkmak • kuluçkadan çıkmak • kârlı çıkmak • kırda uzun yürüyüşe çıkmak • maddesel olmaktan çıkmak • meydana çıkmak • meydana/su yüzüne çıkmak • olduğu ortaya çıkmak • ortaya çıkmak • ortaya/meydana çıkmak • pat diye çıkmak • sahneye çıkmak • sonu fos çıkmak • su yüzeyine çıkmak • sürekli aynı kimseyle çıkmak • tahta çıkmak • tatile çıkmak/gitmek • tekrar görünmek/meydana çıkmak • turneye çıkmak • tuvalete çıkmak • umulanın tersi çıkmak • yavaş yavaş çıkmak • yeniden çıkmak • yerinden çıkmak • yeryüzüne çıkmak • yola çıkmak • yumurtadan çıkmak • yürüyüşe çıkmak • yüzeye çıkmak • çığırından çıkmak • ön plana çıkmak • öne çıkmak • üstüne çıkmak • üç katına çıkmak
çıkmak
başlamak[Hyper.]
çıkmak
banyo etmek[Dérivé]
çıkmak
çıkmak
fréquenter (fr)[Classe]
arkadaşlık/ortaklık etmek, beraber olmak[Hyper.]
parti, randevu, toplantı - date, escort (en)[Dérivé]
date (en)[Domaine]
çıkmak
escalader (fr)[Classe]
çıkmak
quitter un lieu pour un autre (fr)[Classe]
changer de logement (fr)[Classe]
çıkmak
se trouver au-dessus, en surplomb (fr)[Classe]
aller trop loin (fr)[Classe]
faire saillie (fr)[ClasseHyper.]
construire (fr)[DomaineCollocation]
fırlatma - protrusible, protrusile (en) - çıkıntılı, dışa çıkık, fırlak[Dérivé]
gömmek[Analogie]
çıkmak (v.)
answer the call of nature (en)[Classe]
çıkmak (v.)
injure; wound (en)[Classe]
devenir en mauvais état (fr)[Classe]
(hastalık; illet; sayrılık; maraz)[termes liés]
articulation du corps (fr)[termes liés]
başka yere koymak, yerini değiştirmek[Hyper.]
slippage (en) - kayma, patinaj - çıkık - çıkık - yerinden çıkma[Dérivé]
çıkmak (v.)
gitmek, yola çıkmak[Hyper.]
çıkmak (v.)
yerini değiştirmek[Hyper.]
ayrılma - çıkma, çıkış, huruç - çıkış[Dérivé]
gitmek, yola çıkmak[Domaine]
girmek, varmak[Ant.]
çıkmak (v.)
çıkmak, kaçmak, terk etmek[Hyper.]
girmek[Ant.]
çıkmak (v.)
çıkmak (v.)
ayrılmak[Hyper.]
çıkmak (v.)
çıkmak (v.)
come out, turn out (en)[Hyper.]
etki, netice, sonuç[Dérivé]
çıkmak (v.)
rendre moins considérable (un volume) (fr)[Classe]
ihraç etmek; sıkmak; çıkarmak; preslemek; sıkıp çıkarmak; pırtlamak; çıkmak; geçirmek[ClasseHyper.]
préparer la laine (fr)[ClasseParExt.]
imal etmek, üretmek, yapmak[Hyper.]
expulsion, extrusion (en) - extrusive (en)[Dérivé]
çıkmak (v.)
ayrılmak, bölmek, bozuşmak, parçalamak[Hyper.]
geri çekme - ayrılma, çekilme[Dérivé]
çıkmak (v.)
paraître, donner l'impression (fr)[Classe]
mot de paraître; de semblance (fr)[Classe...]
çıkmak (v.)
çıkmak (v.)
gitmek, yayılmak[Hyper.]
çıkma, çıkış, yükselme - kaldırma - artış, çıkış, tırmanış, yükselme[Dérivé]
azalmak, düşmek, inmek[Ant.]
çıkmak (v.)
filizlenmek, tomurcuklanmak[Similaire]
çıkmak (v.)
come forth, emerge (en)[Hyper.]
çıkmak (v.)
découler de, avoir pour cause (fr)[Classe...]
gelmek[Hyper.]
çıkarma, yayma - çıkma, yayılma[Dérivé]
çıkmak (v.)
oynamak[Hyper.]
çıkmak (v.)
bulunmak, olmak[Hyper.]
çıkmak (v.)
bir şey yapmak, harekete geçmek[Hyper.]
iş, işlem, prosedür, süreç - yasal işlem[Dérivé]
çıkmak (v.)
çıkmak (v.)
önde gitmek, yol göstermek[Hyper.]
head, headway (en) - head (en) - forefront, head (en) - başkan, lider, önder, şef[Dérivé]
başında olmak[Domaine]
çıkmak (v.)
partir en avion (fr)[Classe]
se déplacer, se diriger vers (fr)[Classe]
prendre place dans un véhicule (fr)[Classe]
commencer à partir (fr)[Classe]
(gemi; sefine; vapur; tekne; hava aracı)[termes liés]
çıkmak (v.)
Conteùdo de sensagent
calculado em 0,062s