Publicitade D▼
güzel (adj.)
1.Biçimindeki uyum ve ölçülerindeki denge ile hoşa giderek hayranlık uyandıran
Publicidade ▼
güzel
çok doğru, elbette, gerçekten, Gerçekten öyle, hakikaten, hay hay, iyi, kesinlikle, kesin olarak, kuşkusuz, memnuniyetle, mutlaka, olur, Peki, pekiyi, şüphesiz, tabii, tabiî, tabiî tabiî, tamam
güzel (adj.)
açık, açık ve güneşli, akıcı, bal gibi, bulutsuz, cana yakın, candan, çekici, doğru, dürüst, edebe uygun, edepli, faydalı, harika, hayırlı, hoş, hoş görünüşlü, iyi, memnuniyet verici, mükemmel, nazik, neşeli, sağlam, saygılı, şen, sevimli, şirin, şık, tatlı, taze, terbiyeli, yakışıklı, yararlı
güzel (adv.)
güzel (n.)
Ver também
güzel (adj.)
↘ ahenkle, bezemek, donatmak, edep, güzelleştirmek, hoş bir şekilde, incelikle, nağmeli, nazik/sevimli bir şekilde, nezaketle, süslemek, tatlılıkla, terbiye, toplumsal ve ahlâksal davranış uygunluğu ↗ güzel bir şekilde ≠ berbat, çekiciliği olmayan, çekici olmayan, edepsizce, hüzün verici, karartıcı, kasvetli, kasvet verici, sevimsiz, zararlı
güzel
Publicidade ▼
⇨ (duvara asılan) güzel kız/erkek resmi • (duvara asılan) resimdeki güzel kız/erkek • basılı güzel söz • en güzel olay • en güzel çağ • güzel (manzaralı) yer • güzel a • güzel bir şekilde • güzel değil • güzel ezgili • güzel giyinmek • güzel görünüş • güzel gürünüş • güzel kadın • güzel koku • güzel kokulu • güzel kokulu bir ağaç • güzel kokutmak • güzel konuşan • güzel konuşan kimse • güzel konuşma • güzel konuşma sanatı • güzel konuşmayla ilgili • güzel kıyafet • güzel kız resmi • güzel olmayan • güzel resim yapan kimse • güzel sanat • güzel sanat ilâhelerinin dağı • güzel sanat(lar) • güzel sanatlar meraklısı • güzel söz • güzel söz söyleme yeteneği • güzel yer • güzel şey • olağanüstü güzel olan • olduğundan güzel gösteren • resim gibi güzel kimse/şey • tablo gibi güzel • tadı güzel • çok güzel • çok güzel bir şekilde • çok güzel ve pahalı • çok güzel şekilde • çok güzel şey • çok hoş/güzel • çok iyi/güzel • şişmanca ve güzel
⇨ Ah Güzel İstanbul (anlam ayrımı) • Ah Güzel İstanbul (film, 1966) • Allah'ın güzel isimleri • Anvers Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi • Atilla Güzel • Aşktır Beni Güzel Yapan • Benim Güzel Idaho'm • Benim Güzel Meleğim • Boston Güzel Sanatlar Müzesi • Cesur ve Güzel • Courtauld Güzel Sanatlar Enstitüsü • Dünya'nın En Güzel Tarihi (kitap) • En Güzel Adlar • En Güzel Ben Severim • En Güzel Günüm Gecem 1999-2006 • En Güzel Hikayem • En Güzel Serüven (albüm) • Esmaül Hüsna (En Güzel Adlar) • Esmaül Hüsna /En Güzel Adlar • Gent Güzel Sanatlar Müzesi • Güzel (albüm) • Güzel Dedektif • Güzel Günler Göreceğiz (albüm) • Güzel Helen (opera) • Güzel Remedios • Güzel Sanatlar Akademisi • Güzel Sanatlar Oyuncuları • Güzel ile Hayvan (film) • Güzel sanatlar • Güzel, Güdül • Güzel, Çermik • Hasan Celal Güzel • Hayatımın En Güzel Yılları • Hayatımızın En Güzel Yılları • Hayatımızın En Güzel Yılları (anlam ayrımı) • Hayatımızın En Güzel Yılları (film, 1946) • Herşey Çok Güzel Olacak • Kafam Seninle Güzel • Karabük Üniversitesi Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi • Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi • Meksika Güzel Sanatlar Sarayı Müzesi • Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi • San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi • Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi • Süreyya Güzel • Uyuyan Güzel • Vahşi Güzel • Çok Güzel Hareketler Bunlar • İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi
Güzel!
adverbe explétif (fr)[Classe]
interjection marquant l'approbation (fr)[Classe]
iyi; güzel; pekiyi; olur; tamam[ClasseHyper.]
güzel
vraiment (fr)[Classe]
güzel (adj.)
çok güzel, güzel[Similaire]
güzel (adj.)
çok güzel, güzel[Similaire]
güzel (adj.)
admirable (fr)[Classe]
güzel (adj.)
poli (fr)[Classe]
agréable (caractère des personnes) (fr)[Classe]
qui séduit, vise à séduire (fr)[Classe]
güzel, yakışıklı[Similaire]
güzel (adj.)
güzel, yakışıklı[Similaire]
güzel (adj.)
beau (fr)[Classe]
de visage, de physionomie agréable (fr)[ClasseHyper.]
fine; pretty; nice; lovely; beauteous; beautiful; fair (en)[ClasseHyper.]
[ Subst : beau ] (fr) - [ Subst : beau ] (fr)[Syntagme]
güzel bir şekilde, güzelce - beauty (en)[Dérivé]
sevimsiz[Ant.]
güzel (adj.)
çekici; albenili; güzel; yakışıklı[ClasseHyper.]
attraction (fr)[QuiCAuse]
güzel (adj.)
bien habillé (fr)[Classe]
güzel (adj.)
unsoured (en)[Similaire]
güzel (adj.)
agréable à l'oreille (fr)[Classe]
qui produit un (des) son(s) (fr)[Classe...]
(gürültücülük; gürültü)[termes liés]
(muganni; muganniye; ses sanatkârı; şarkıcı; vokalist), (ses; nağme; ezgi; şarkı; tema)[termes liés]
qualificatif du jeu musical (fr)[DomainJugement]
melodic, melodious, musical (en)[Similaire]
güzel (adj.)
güzel (adj.)
güzel (adj.)
pleasing to the eye (en)[Classe]
bien (en soi ou pour qqch) (fr)[Classe]
conforme à une règle (fr)[Classe]
poli (fr)[Classe]
uygun[Similaire]
güzel (adj.)
beau, sans nuages (temps) (fr)[Classe]
journée (fr)[DomaineDescription]
güzel (adj.)
iyilik - nitelik, özellik, vasıf[Dérivé]
üzücü, zararlı[Ant.]
güzel (adj.)
çok iyi, pekâla, pek iyi - niceness (en)[Dérivé]
berbat, edepsizce[Ant.]
güzel (adj.)
güzel[Similaire]
güzel (adv.)
plaisamment (fr)[Classe]
güzel (n.)
picture; juwel; work of art; beauty (en)[ClasseHyper.]
güzel (n.)
belle femme (fr)[Classe]
güzel (n.)
lover; mistress; paramour (en)[Classe]
belle femme (fr)[Classe]
genç kadın, genç kız, kız[Hyper.]
Conteùdo de sensagent
calculado em 0,078s